Baskil Kayısısı Tartışması, Bir İsim Meselesi Değil Ekonomik Egemenlik Meselesidir.

Anahtar Parti Elazığ İl Başkan Vekili Kürşat Coşkun, son günlerde kamuoyunda tartışılan 'Baskil Kayısısı' meselesine ilişkin bir basın açıklaması yayımladı. Coşkun, konunun bir rekabet veya kardeşlik kavgası olmadığını, meselenin temelinde Baskil'in üretim gücünün ve ekonomik egemenliğinin yattığını vurguladı.

Baskil Kayısısı Tartışması, Bir İsim Meselesi Değil Ekonomik Egemenlik Meselesidir.

"İKİ KADİM ŞEHİR ARASINDA YANLIŞ BİR ALGIYA DÖNÜŞTÜRÜLMESİNDEN ÜZÜNTÜ DUYUYORUZ"

Coşkun, yaptığı açıklamada, “Baskil Kayısısı” üzerinden yürüyen tartışmaların, giderek iki kadim şehir olan Elazığ ve Malatya halkı arasında yanlış bir algıya dönüştürülmesinden üzüntü duyduklarını belirtti. "Bu mesele, ne bir rekabet kavgasıdır ne de kardeşliğe gölge düşürecek bir çekişmedir. Mesele, Baskil’in üretim gücünün kim tarafından, nerede ve hangi marka değeriyle temsil edileceği meselesidir," dedi.

"TESCİL TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL, EKONOMİK ALTYAPI ŞART"

Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İdris Alan’ın yıllar önce konunun önemini fark ederek markanın ekonomik karşılığının Elazığ’da oluşması için çaba gösterdiğini hatırlatan Coşkun, şunları kaydetti: “Deprem sonrası kayısı borsasının Baskil’de kurulması yönündeki önerisi ve bu amaçla kurulan ETAK (Elazığ Tarımsal Kalkınma Kooperatifi) girişimi, bu vizyonun en somut göstergesidir. Çünkü tescil, tek başına yeterli değildir. Altı doldurulmadığı sürece kâğıt üzerinde kalır. Asıl mesele, üretimden ihracata kadar olan zincirin Baskil’in kontrolünde, Elazığ’ın ekonomik hafızasında kalabilmesidir.”

VEKİLLERİN BİRLİĞİ SAHADA KARŞILIK BULMALI

Milletvekillerinin parti ayrımı gözetmeksizin "Baskil Kayısısı tescillenmelidir" yönündeki ortak açıklamasının Elazığ adına sevindirici bir birlik mesajı olduğunu ifade eden Coşkun, “Ancak bu birliğin sahada da karşılık bulması gerekir. Tescilin ötesine geçip, üreticinin elini güçlendirecek, ihracat kapısını açacak, markalaşma ve ticaret altyapısını güçlendirecek adımların atılması elzemdir. Bu noktada, İdris Alan’ın elini taşın altına koyarak başlattığı markalaşma ve pazar oluşturma hamlelerinin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü mesele bir ‘isim koruma’ değil, bir emeği ayağa kaldırma meselesidir,” diye konuştu.

"KARDEŞLİK HUKUKUYLA BAĞDAŞMAYAN SÖYLEMLER"

Sosyal medyada yer alan “Baskilliler o zaman Malatya’da kayısı satmasın” gibi söylemlerin kardeşlik hukukuyla bağdaşmadığını vurgulayan Coşkun, bu ifadelerin aslında Elazığ TSO’nun yıllardır dile getirdiği "Kayısının pazarı Malatya’da şekillendiği sürece Baskil üreticisi kendi emeğinin gerçek değerini alamayacaktır" gerçeğini teyit ettiğini söyledi. Coşkun, “İşte tam da bu nedenle, kayısı pazarının Elazığ’da kurulması, hem ekonomik adalet hem de üretici özgürlüğü açısından zorunludur,” dedi.

Açıklamasını, "Elazığ ve Malatya, tarih boyunca kaderi ve bereketi ortak iki şehirdir. Bu ortaklığın çatışmayla değil, adil paylaşım ve yerel kalkınma bilinciyle güçlenmesi gerektiğine inanıyoruz," sözleriyle tamamladı.