Av.Murat Erdoğan

İşyerinde Gizlilik İhlali Artık 12 Yıla Kadar Hapisle Cezalandırılabiliyor

Av.Murat Erdoğan

Teknoloji çağında mahremiyetin sınırları giderek daralıyor. Her birey, dijital araçları kullanırken başkalarının özel hayatına saygı göstermelidir. İşverenler ve çalışanlar, kurum içi güveni ve dijital gizliliği koruma konusunda artık daha dikkatli olmalı. Çünkü bir anlık ihmal, sadece etik değil, hukuki sonuçlar da doğurabiliyor.

Dijital Dünyada Mahremiyetin Yeni Sınavı

Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin geçtiğimiz günlerde verdiği bir karar, bu konuda önemli bir dönüm noktası oldu: İş arkadaşlarının gizlice fotoğraflarını çeken ve bilgisayarlarındaki özel fotoğrafları kopyalayan sanık, toplam 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu karar, artık “şaka yaptım” ya da “meraktan baktım” gibi savunmaların kabul edilmeyeceğini gösteriyor. Kişisel mahremiyet, dijital çağda da aynı değerde korunmak zorunda.

Kamu Çalışanları Açısından: Kurum İçi Güvenin Zedelenmesi

Kamu kurumlarında çalışanlar, aynı ofiste dahi birbirlerinin özel alanlarına saygı göstermekle yükümlüdür. Yargıtay, kamu görevi sırasında dahi kişinin “özel yaşam alanının” ihlal edilemeyeceğini vurguladı. Bu karar, memuriyet ilişkilerinde “gizli kayıt” veya “dosya kopyalama” eylemlerinin artık sadece disiplin değil, doğrudan ceza hukuku konusu olduğunu ortaya koydu.

Örnek: Aynı birimde çalışan bir zabıt kâtibi, iş arkadaşının bilgisayarındaki özel fotoğrafları USB’ye kopyalarsa sadece disiplin cezası almaz; TCK 134 kapsamında “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanır.

Özel Sektör Açısından: İşverenin Sorumluluğu

Özel sektörde veri güvenliği artık sadece teknik bir konu değil, hukuki bir zorunluluktur. İşverenlerin kamera sistemleri, bilgisayar erişimleri ve performans izleme yazılımları üzerinden çalışanların özel hayatına girmesi ağır suç teşkil edebilir.

 Örnek: Bir firma, çalışanların bilgisayar ekranlarını kayıt altına alıyor ve bu sırada özel e-posta veya kişisel dosyaları da görüntülüyorsa, bu durum doğrudan TCK 134 ve KVKK ihlalidir. Şirket hem cezai sorumluluk hem de idari para cezası ile karşılaşabilir.

Vatandaşlar ve Sosyal Medya Kullanıcıları Açısından: Herkesin Elinde Bir Kamera

Herkesin cebinde bir kamera, elinde bir paylaşım aracı var. Ama her paylaşım “ifade özgürlüğü” değildir. İzinsiz çekilen veya özel alanda kaydedilen görüntüler, açıkça özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamındadır.

 Örnek: Komşusunun bahçesinde otururken gizlice fotoğrafını çekip sosyal medyada paylaşan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alabilir. Üstelik paylaşım kamuya açık bir platformda yapıldıysa, ceza artırımlı uygulanır.

Hukuki Değerlendirme

Yargıtay kararında altı çizilen temel ilke şudur: “Kişinin bulunduğu ortam, kamu kurumu ya da işyeri dahi olsa, özel yaşam alanı niteliği taşıyabilir.” Bu durumda, kişinin rızası olmadan yapılan her türlü görüntü veya dosya paylaşımı, etik ihlalden öte, cezai bir eylemdir.

Sonuç ve Öneriler

- Her kurum ve işletme dijital gizlilik politikası oluşturmalıdır.
- Çalışanlar, özel verilerin korunması konusunda bilinçlendirilmelidir.
- Vatandaşlar, sosyal medyada görüntü paylaşmadan önce iki kez düşünmelidir.
- Mağdur olanlar, delilleri koruyarak şikâyet hakkını kullanmalı ve bir avukata başvurmalıdır.

Unutmayalım: “Bir tuşla paylaşılan bir görüntü, yıllarca sürecek bir dava konusu olabilir

Yazarın Diğer Yazıları